Artik buyuklerin ikna edici konusmalarini duymak istemiyorum, kucuk cocuklarin hayalsi gelen kelimeleri bana daha yakin, onlari irdeledikce daha saf daha temiz, menfaat icermeyen duygularla bezenmis oldugunu gorebiliyorum. Senin sevginde boyle, yasamdaki tum sevgiler senin gibi olmali, sevginin kaynagi senin gibi temiz olmali ki arzu eden herkes icsin, kimsenin ruhu kirlenmesin. Hic kimse gercek manada yalniz degildir, hayat o kadar karmasIkki yalniz kalmak istediginde dahi yalniz kalamiyorsun. Hepimizin candostum dedigi, arkadasim dedigimiz isimlerimiz olmustur, bunlarin icinden birkacini secip hep kendimize ayririz baskalariyla paylasmak zor gelir. Ama birgun hepsinin kayboldugunu gorururuz ama o insan senin canin olursa tanidikca daha cok seversin canini, tanidikca sende sen gibi olur, hic arayip sormasa da kaybolmaz sevgi diyarlarinda. Askinda otesinde bir duyguyla seversin, isim bile veremeyecegin yuce bir duyguyla, benim seni sevdigim gibi, karsiliginda ayni sekilde
sevilmeyi beklemeden, yalnizca onun mutlulugunu isteyerek seversin. Sen de oncelikle benim dostum oldun, bu yuzden degerin daha farkli, bu nedenle sevgim baska, bu sevgi sadece yuregime degil yasamima da dokunuyor, sanki sihirli bir el her sabah beni, seninle guzellesen bu yasama uyandiriyor. Sen bir ormansin, bu ormandan ne guzel sesler geliyor, sozler dokuluyor, renkler savruluyor etrafa her taraf sen gibi rengarenk oluyor. Senin yurudugun yollari, gezdigin yerleri dusunuyorum, kurdugun cumleleri birer inci gibi goruyorum, yureginden dokulen incileri tek tek toplayip yuregime diziyorum. Sen bir hazinesin ve ben dunyanin en guzel, en zengin hazinesini buldum, senden gelen her sey seni taniyan her kalbe ne oranda dokunuyor bilmiyorum ama benim ruhuma ilik ilik carpiyor mutlulukla.