“And olsun, Biz insanı çamurun özünden yarattık. Sonra onu sağlam bir karar yerinde (rahim) bir nutfe yaptık. Sonra nutfeyi aleka halinde, alekayı mudga halinde yarattık. Mudgayı da kemik halinde yarattık; kemiklere ise et giydirdik. Sonra da onu bambaşka yaratışla inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah’ın şânı en yücedir.” (Mü’minun, 12-14)
ARAPÇA kelime olan alekanın üç anlamı var: 1) sülük, 2) asılı duran, 3) kan pıhtısı. Aleka evresinde asılı duran ile embriyoyu karşılaştırırsak, ikisi arasında şekil 1’de görüldüğü gibi bir benzerlik görürüz.1 Ayrıca, bu evrede embriyo, annenin kanından beslenir, tıpkı sülüğün başkalarının kanından beslenmesi gibi.2
Alekanın ikinci anlamı, ‘asılı duran şey’dir. 2 ve 3 numaralı resimde gördüğümüz embroyunun anne rahminde asılı duruşu tamamen böyledir.
Alekanın üçüncü anlamı, “kan pıhtısı”dır. Embryonun dış görünüşü ve onun kesesi bu evrede kan pıhtısına benzer. Bunun sebebi, embryonun içinde yüksek miktarda kan bulunmasıdır.3 Ayrıca bu evrede embroyadaki kan, üçüncü haftanın sonuna kadar dolaşıma başlamaz.4 Zaten embroyunun kan pıhtısına benzemesinin asıl sebeplerinden biri budur.
Aleka kelimesinin üç anlamı da, Kur’ân’da bahsi geçen anlatıma bütünüyle uygundur.
Kur’an’da anlatılan ikinci evre, mudga evresidir. Mudga, “bir çiğnemlik et” anl..... gelir. Bu şekilde ifade edilmesinin sebebi, embryonun hakikaten bir çiğnemlik et kadar olmasıyla beraber, embriyonun arkasında somite'lerin sanki çiğnenmiş gibi görünüyor olmasıdır.5
Hz. Muhammed (a.s.m) yaşadığı dönemde bunları nasıl bilebilirdi? Bunların insan aklı ve gözlem yoluyla bilinebilmesi için mikroskop gibi gelişmiş tıbbi aletlere ihtiyaç vardır ki, Peygamberimiz döneminde bu tarz aletlerin hiçbiri yoktu. İnsanın sperm hücrelerini gelişmiş bir mikroskopla 1677 yılında (Peygamberimizden yaklaşık bin yıl sonra) inceleyen ilk bilim adamları, Hamm ve Leeuwenhoek idi. Onlar dahi, yaptıkları inceleme sonucunda, hatalı biçimde, sperm hücresinin rahime emanet edildikten sonra mini minnacık bir insan kopyası olduğunu düşünmüşlerdi.6
Profesör Keith L. Moore, 7 anatomi ve embryoloji dalında dünyanın en meşhur bilim adamlarından biridir. The Developing Human adlı kitabı sekiz dile çevrilmiştir. 1984 yılında Moore, anatomi dalında en yüksek dereceli madalya ile ödüllendirilmiştir. 1981 yılında Suudi Arabistan'da Yedinci Tıp Konferansı’nda yaptığı konuşmada Moore, şunları söylemiştir: ‘İnsanın gelişimiyle ilgili Kur’an’da geçen ifadeleri aydınlatma fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Ben bu bilgilerin Peygamber Muhammed’e Allah’tan gelmiş olduğuna inanıyorum. Çünkü bu alandaki bilgiler çok yakın zamana kadar keşfedilememişti. Tek başına bu bile benim Hazreti Muhammed Allah’ın elçisi olarak kabul etmem için yeterli.8 O konferansta Profesör Moore’a şu da soruldu: “Bu sözleriniz sizin Kur’an’ın Allah’ın sözü olduğuna inandığınız anl..... mı geliyor?” Moor’un yanıtı, ‘Bunu kabul etmekte zorlanmam’ oldu.
Konferansta Moore, şunları söyledi: “…İnsan embryosunu evrelendirmek çok zor olduğu için—çünkü sürekli bir değişim süreci geçiriyor—Kur'ân ve Sünnet'ten hareketle yeni bir sınıflandırma şu şekilde önerilebilir. Bu sınıflandırma basit, kuşatıcı ve günümüz embriyolojik gerçekleriyle uyum içinde. Kur'ân ve sünnet üzerine son dört yılda yapılan çalışmalar, insan embryosuna ilişkin yeni bir sınıflandırma yapmamıza olanak verdi. Aslında bu inanılmaz bir olay. Çünkü yararlandığımız bilgi, yedinci yüzyılda kayıt altına alınmış. Gerçi embriyolojinin kurucusu Aristo, tavuk yumurtaları üzerine dördüncü yüzyılda yaptığı incelemelerde civciv embriyosunun çeşitli evrelerden geçtiğini farketmişti; ama bu evreler hususunda detaylı bir bilgi ortaya koyamadı. Embriyoloji tarihine baktığımızda, yirminci yüzyıla gelene kadar insan embriyosunun evreleri hakkında çok az şey bilindiğini görüyoruz. Bu sebeple, Kur’ân’daki embriyo tanımları, yedinci yüzyıldaki bilimsel bilgiler üzerine yapılmış olamaz. Geriye mantıklı tek bir izah kalıyor:
Bu tanımlar Hz. Muhammed'e (asm) Allah’tan vahyedilmiştir. O (a.s.m.), bu detayları kendi ilmiyle bilemezdi, çünkü kendisi ümmi birisiydi.”
Dipnotlar:
1- The Developing Human, Moore and Persaud, 5th ed., s. 8.
2- Human Development as Described in the Quran and Sunnah, Moore and others, s. 36.
3- Age, s. 37-38.
4- The Developing Human, Moore and Persaud, 5th ed., s. 65.
5- The Developing Human, Moore and Persaud, 5th ed., s. 8.
6- The Developing Human, Moore and Persaud, 5th ed., s. 9.
7- Not: Bu web sitesinde anılan tüm bilim adamlarının meslekleri en son 1997 yılında güncellenmiştir.
8- Bu yazılanları sesli dinlemek için
www.islam-guide.com sitesine gidiniz.
9- 8 no’lu dipnota bakınız.
10- 8 no’lu dipnota bakınız.