Ne doğan güneş umuda bir adım,ne de geçen zaman unutmaya çareymiş...
*Ayrılığının ardından azalan sadece tebessümüm.Yoksun diye suskun
çığlıklarda yüreğim.Ya bu şehir terkedecek beni,ya bu şarkılar susacak,ya
akıl zayi dil lal olacak ya da ben bırakacağım kendimi dipsiz
kuyularda.Sevdamın şehrinde yaşanmamalıydı özlemin...
*Yalnızlığımın sesini dinliyorum .Gün gecesine kavuşmanın
telaşında,yüreğimse bitmeyen özleminin mahzunluğunda.Geçiyorum sokakları
hızlı adımlarla,her yanda bir iz senden.Her yaratılan şahit sözlerime her
mekan sırdaş canıma...
*Sevdalandığım şehrin sahibinin huzuruna koşuyorum.Rüzgar esiyor
hafiften,yapraklara doknurken incitmemenin telaşında,kavuşmanın
heyecanında.Yapraklarsa mutluluğun şarkısını fısıldıyor rüzgarın
kollarında,sarhoşluğun doruğunda.Bir kedicik yanaşıyor ,gözlerinde üzülme
diyen bakışlarla.Seni mi gönderdi?diyorum gözlerimden akan yaşları
gizlemenin umarsızlığında.Yağmur başlıyor;ben seninleyim,özgürce bırak
yanaklarından süzülen yaşları der gibi...
*Seni sensizliğinde yaşadığım;bil ki unutmak mümkün değil ve
bil ki yüreğimin kapısından içeri girdiğinde hiç açılmamak üzere kapandı
kapılar ardından.Seni seviyorum dediğim gün unutmak kelimesi elveda deyip
gitti sözlüklerden.
*Ruhum duanın sır dolu soluğunda,huzur dolu kucağında kayboldu