Yüzünde bıraktığı izler ise
Öylesine zorunlu damgalardı aslının aynısı olan.
Çizikler ince kalın,
yalın bir üslupdu
mutlulukta hüznü örseleyen.
Körpecik umutları vardı.
Özgürlük sansar yakalanmaz.
Kuşlar göçebedir ayak uydurur mevsime,
gelen geçene aldırmaz.
Şöyle bir yutkundu.
Tutkundu sana öylesine.
Gençliğinde arşınladı aşkı,
karış karış perçinledi yolun yarısını.
Hazmı kolay sandı
tutamadı kemale eren yaşı.
Yutamadı , yutmadı kayıp aşkı.
Uçarı hayallerin esiriydi.
Papatyanın baharda sarılara peşkeş çektiği kuşluklarda
vakit ağır roman olurdu.
Sen gözlerimdeki sen
mevsimi değildi , Sağılırdın nisanlı yangınlarında.
Kalem sana mühürlü.
Siyah perçemler çalar müsikiyi.
Dağılır mürekkep yüklü yaşlar
solfej ötesi notası bol vaatli aşklarda.
Kırık bir ud ağlar
sanatkarın avuçlarında.
Telinde zanaat gizlidir
çıkagelir her hoş seda ile deli yakarışlarda.
Her aşkın ritmi namelerle vurulur.
Bir yiğit düşer dile
bin ah duyulur.
Gazele esir olunur
sen varsın diye. Şöyle bir yutkundu.
Tutkundu sana ölesiye..
________________________________________________________________
Çıkıp Bir ateş yakacak olsam sanırlar ki çağrıdır...Çağırmam... Rüzgârı arkasına almış bir yangındır...Korkarlar...
Ben kimseyi korkutmak için doğmadım..
..вεи αяtıк ћεя/δεуiм.. δαиα яαğмεи ћεя/δεyiм..
Seninle kazandığım yaşama gücünü; seni unutmak için harcıyorum
Bir gün beni hatırlamak istersen kurumuş bir ağaca bak.çatlamış kabukları dudaklarım,dökülen yaprakları umutlarım,dökülen yaprakları göz yaşlarımdır,yinede...o ağacın kökü sen,gövdesi benim